17 Nisan 2006

 
İşte Az Maliyetle Çok Kazandıran İş Alanları!


Yatırım hazırlığındasınız. Yaklaşan yaz dönemine uygun işler ve farklılık yaratacak alternatif yatırım alanları arıyorsunuz. İşte size hem ucuz hem de popüler olan bazı girişimcilik alanları;

ÇİPURA VE LEVREK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Son yıllarda deniz mahsulleri çiftliklerine ciddi bir yatırım eğilimi var.Türkiye'de Güney sahilleri ile Ege kıyılarında yapılmakta olan Çipura ve levrek yetiştirme çiftlikleri çok rağbet görüyor.Buna göre yatırım yapılacak bölgeyi belirlemek en önemli seçim.Rantbl yatırım için tek ünitede en az 500 ton üretim kapasitesine sahip bir çiftlikle başlanması gerekiyor.Yatırım 3 ay içinde tamamlanıyor.Sabit yatırım gideri 1 milyon 200 bin YTL yi buluyor. Bu yatırım için Ziraat Bankası'nın su ürünleri konusundaki kredisinden faydalanabilirsiniz.

BARAJ GÖLLERİNDE ALABALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Özellikle son 1.5 yıldan bu yana bu konudaki yatırımların arttığı belirtiliyor.
Yatırım bedeli 50 tonluk üretim için 250-300 bin YTL. Orta büyüklükte baraj gölleri,2 veya 3 yatırımcı tarafından da ortak kullanılabiliyor.

MİDYE ÜRETİCİLİĞİ

Midye yetiştiriciliği ilk yatırım bakımından oldukça kolay görünüyor.Bu ürünü deniz üzerinde gerilecek halatlara tutturalacak özel filelerde yetiştirebilirsiniz. 1-1.5 yıl gibi bir sürede verim alınıyor. Fizbl yatırım için yıllık 500 bin ton üretim yapan tesis kurulması gerekli.

YÜZME HAVUZU İŞLETMECİLİĞİ

Siz de bulunduğunuz bölgede spor kompleksi kurup işletebilirsiniz. Yarı olimpik havuzun mekanik sistemleriyle birlikte maliyeti 100 bin YTL'yi buluyor. Yatırımın kurulma süresi 1,5 ayı buluyor.

PAKETLİ BUZ SATMAK

Buz bayiliği alarak bölgenizdeki cafe, restoran ve barlara paketli buz satışı yapabilirsiniz. Şirket ayrıca bayilere gerekli olan derin dondurucuyu kendisi temin ediyor.

HAZIR EV FIRSATLARI


Emlak sektörü altın çağını yaşıyor. Şehir merkezine uzak, ancak anayollara yakın bölgelerde tek veya site olarak inşa edilen evlere olan talep gittikçe artıyor. Evlerin metrekare fiyatı 100 dolardan başlıyor. Teslim süreleri büyüklüklerine göre 3 ile 60 gün arasında değişiyor.

Firmaların bayilik için girişimcilerden çok büyük istekleri yok. Alınan ürün tutarı kadar teminat, genel olarak istenen koşullar arasında.

SÖZLEŞMELİ TOHUMCULUK

İşte tarım sektöründe bir fırsat.Sözleşmeli yağlı tohum üretimi yapan şirket 10 bin çiftçiyle anlaşma yapmayı planlıyor.

GIDA ÜRÜNLERİ DEPOLAMA

Soğuk hava depoları, özellikle güney bölgelerde gıda ürünleri başta olmak üzere kurutulmuş gıda ürünleri ve kesme çiçek gibi ürünlerin saklanması amacıyla kullanılıyor. Bir soğuk hava deposu kurarak çeşitli üreticilere kiralamanız mümkün.

Orta büyüklükte soğuk hava deposunun kullanım alanı, 20-50 metrekare arasında değişiyor. Soğuk hava deposu için metrekare başına bin YTL civarında yatırım yapılması gerekiyor.



17 Nisan 2006 Pazartesi
Haber Kaynağı:Ekonomist/İmedya derleme 2006/04/14
imedya.com

16 Nisan 2006

 
400 milyon insanın hayatı 3 dereceye bağlı!


Dünyadaki en büyük çevre sorunlarından biri olan küresel ısınma insanlığı tehdit etmeye devam ediyor. İngiliz Hükümeti'nin bilim konularındaki baş danışmanı Sir David King'e göre sıcaklıklar sadece 3 derece daha artarsa 400 milyon insanın hayatı tehlikeye girecek.


Dünyadaki en büyük çevre sorunlarından küresel ısınmaya dikkat çeken King, dünya liderlerinin bir an önce önlem almaması halinde yüz milyonlarca insanın ciddi sıkıntılar yaşayacağını söyledi. İngiltere'nin ve diğer Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin vardıkları anlaşma ile küresel sıcaklık artışını iki derece ile sınırlamak istediğini belirten King, AB limitinin tutturulamayacağın ve sıcaklıkların iki dereceden daha fazla artacağını savundu.

"DOĞAL REZERVLER YARI YARIYA AZALIR"

Independent gazetesinin manşetten verdiği habere göre King, sıcaklıkların üç derece artması halinde 400 milyon insanın açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını, bir ila üç milyar insanın da su sıkıntısı çekeceğini söyledi.
King bu durumda ekili alanların da 20 ila 400 milyon ton az mahsul vereceğini ve dünyanın doğal rezervlerinin yarı yarıya azalacağını belirtti.
Sıcaklıkların artması ile buzulların da eriyeceği uyarısında bulunan David King, deniz suyunun altı metre kadar yükseleceği ve bunun da kıyılarda su baskınlarına neden olacağını belirtti.
David King, BBC'ye yaptığı açıklamada, bu gelişmelerin olması için 100 yıla yakın bir süre olduğunu ve bu süreci durduracak yatırımlara bir an önce başlanması gerektiğini söyledi.
George Bush'un küresel ısınma ile ilgili tepkisizliğine de karşı çıkan King, "İyimserlik ile kafayı kuma gömmek arasında bir fark vardır" dedi.

ÇEVRE ÖRGÜTLERİNDEN "YENİLGİYİ KABUL ETMEYİN" ÇAĞRISI

David King'in uyarılarını değerlendiren çevre örgütleri ise King'in "sıcaklıkların iki derece ile sınırlandırılması hedefinin aşılacağı" yönündeki sözlerine tepki gösterdi.
King'in "yenilgiyi kabul etmekle" suçlayan Dünyanın Dostları (Friends of Earth) örgütü yöneticisi Tony Juniper, "Emisyonların azaltılması ve sıcaklık artışını iki derecenin altında tutmak teknolojik olarak mümkündür" dedi.

SICAKLIKLAR ARTINCA NE OLACAK

David King'in uyarılarına göre 2100 yılında dünyadaki sıcaklık üç derece daha artarsa, dünya genelinde şu gelişmeler yaşanacak:
"Denizler yükselecek: Grönland'daki buzullar tehlikeye girecek. Eriyen buzlar, denizlerin 7 metre yükselmesine neden olacak.
Yağmur ormanları tehlikeye gerecek: Kuraklık artıp yağmur miktarı düşünce Amazonlar zarar görecek. Milyonlarca vahşi yaşam türünü barındıran ormanlar savanlara dönecek.
Ormanlar zarar gördüğünden Dünyanın karbon emisyonunu dengeleme kapasitesi düşecek. Küresel ısınma tetiklenecek.
İklim kötüleşecek: Küresel ısınma iklim dengelerini değiştirecek. Geçen on yılda Bangladeş ve Hindistan'da görülen sel, Doğu Afrika'daki kuraklık, Mozambik, Nikaragua ve Honduras'ta görülen hortumlar, Akdeniz, Alaska ve Rusya'da görülen orman yangınları, Kanada'da görülen haşere baskınları artacak.
Kuraklık yayılacak: Dünya genelinde 3 milyar insan su sıkıntısı çekecek. Bu yüzden Orta Asya ve Afrika'da su savaşları yaşanabilecek. 2100'den Kuzey Afrika'dan kitlesel göçler gerçekleşecek. Peru da kuraklığa esir olacak.
Ekosistem çökecek: Bugüne kadar dünyanın beşte birinde görülen değişim yayılacak. Sıcaklık artışı 3,7 dereceyi bulursa Afrika'daki memelilerin yüzde 40'ı ölecek ya da ciddi bir tehlikeye girecek. Avrupa'daki kuşların yüzde 38'i ve bitkilerin yüzde 20'sini risk altında olacak.
Kıtlık artacak: Sıcaklık artışı ile kar daha erken eriyeceği için su kaynakları ürünler olgunlaşmadan kuruyacak. Kuraklık en sert Afrika'yı vuracak. Tarım devriminden sonra ilk kez Avrupa, Rusya ve Amerika'da tarım alanları azalacak".
King'e göre bütün bu yaşananların sonunda da şunlar yaşanacak:
"-Dünya nüfusunu yüzde 55'i tehlikeye girecek. Halin yılda 1,3 insanın yaşamına mal olan haşere kaynaklı hastalıklar artacak ve ekvatordan kutuplara kadar yayılacak.
-Kurak arazilerin artışı ve yağmur miktarının azalması ile üç milyar insan su sıkıntısı çekecek.
-En kötü senaryoya göre Güney Afrika'daki memelilerin yüzde 54'ü ölecek. Ülkelerdeki kuşların yüzde 40'ı, kelebeklerin yüzde 70'i, sürüngenlerin yüzde 45'i yok olacak ya da tehlikeye girecek.
-Yok olan türler nedeniyle dünya genelindeki doğal rezervlerin yarısı artık işlev göremeyecek.
-Yazlar daha sıcak kışlar daha soğuk geçecek. Örneğin kış mevsiminde İngiltere'deki sıcaklıklar 10 derece düşecek."



Kaynak
imedya.com

15 Nisan 2006 Cumartesi

13 Nisan 2006

 
Yabancı sayısı azalınca oteller TIR'la yerli turist toplayacak


Yabancı turist sayısının azalması üzerine harekete geçen turizmciler, çareyi yerli turistte arayacak.
"Anadolu Tatil Günleri" düzenleme kararı alan Türkiye Otelciler Federasyonu ve Turizm Yatırımcıları Derneği, hazırlanacak bir TIR'ı ay sonundan itibaren 21 gün boyunca ekonomik seviyesi yüksek 10 ilde dolaştırarak başta Antalya olmak üzere sahil bölgelerine yerli turist çekecek. Hazırlanacak tatil TIR'ının dolaşacağı Adana, Gaziantep, Konya, Ankara, Eskişehir, Denizli, İzmir, Samsun, İzmit ve Bursa illerinde çeşitli gösteriler düzenlenecek. Ziyaretçilere broşür ve kataloglar dağıtılarak bu yıl tatillerini yurtiçinde geçirmeleri istenecek. Tanıtımdan (Roadshow) bir gün önce o ile gidecek olan TIR'ın üzerinde Anadolu Tatil Günleri'nin programı yer alacak. Etkinlikten bir gün önce show ve dans gösterileri yapılacak. Ertesi gün ise katalog ve broşürlerle tanıtım yapılacak. 25 Nisan'da başlayacak Anadolu Tatil Günleri'nin ilk durağı Adana, son durağı ise Bursa olacak. Bu yıl turizm sezonunun çeşitli sebeplere bağlı olarak iyi başlamadığını kaydeden Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Ahmet Barut, "Yurtiçi imkanlarımızı göz ardı etmememiz lazım." dedi. Türkiye'nin iç pazarda çok ciddi bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Akdeniz Turistik Otelciler Birliği Başkanı Osman Ayık ise Türkiye'de şu anda sadece 1 milyon yerli turistin tatil yaptığını, bu sayıyı 2 milyona çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Mevcut potansiyele karşın, iç pazarın bugüne kadar ihmal edilmiş olduğu tespitinde bulunan Ayık, "Turizmde iç pazarı harekete geçirmek istiyoruz. Krizden çıkmamız lazım. Ürün düzeyinde farklı alternatifler geliştirmeliyiz. Yurtdışına giden 8 milyon kişinin 4-5 milyonu yurtiçinde tatil yaparsa bu ciddi bir gelişme olur." diye konuştu. Organizasyonu hayata geçirecek olan Ekin Fuarcılık Müdürü Hacer Aydın ise "Gelir düzeyi yüksek iller harekete geçirilecek. Tatile çıkmanın zor olmadığı insanlara anlatılarak iç turizme kazandırılacak. İnsanların aklına tatile gitme düşüncesini getirmeye çalışacağız. Amaç iç turizmi hareketlendirebilmek." değerlendirmesini yaptı.
Kadınlara özel indirim

İç piyasaya yönelen turizmciler, yerli turiste yönelik erken rezervasyon kampanyası başlatma kararı aldı. Erken rezervasyon yaptıran yerli turistler hem yüzde 30'a varan indirimlerle ucuz tatil imkanına kavuşacak, hem de isterse 12 taksitte ödeme yapabilecek. Uygulamayla turizm pastasındaki payı yüzde 10 olan yerli turist oranının yüzde 25-30'a çıkarılması hedefleniyor. Akdeniz Turistik Otelciler Birliği Başkanı Ayık, 1Yerli turist sadece temmuz ve ağustos aylarında tatil yapıyor. Rezervasyonunu da tatile çıkmadan bir iki gün önce yaptığı için son kalan odalarda yer bulabiliyor. Son kalan odalarda yer bulmanın maliyeti tabii ki yüksek. Yabancı gibi 6 ay öncesinden rezervasyon yaparlarsa aynı şartlarda tatil yaparlar." dedi.

Turizmciler, haziran ayında Almanya'da düzenlenecek Dünya Kupası'nın etkilerini azaltmak için kampanyayı yurtdışına da taşıyor. Kampanyalardan biri futboldan hoşlanmayan kadınları kapsıyor. Eşleri futbol maçı seyredecek ya da Almanya'ya gidecek kadınları Türkiye'ye yönlendirmeyi amaçlıyor. İki kadına bir kişi ücreti olarak formüle edilen bu kampanya ile kadınlar, eşleri futbol izlerken güney sahillerinde dinlenmeye çağrılıyor. Turizmciler bu kampanyadan özellikle Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden ilgi bekliyor.
Öte yandan Antalya'da, bu yılın 3 aylık döneminde yüzde 45'e varan oranda düşüş gösteren turist sayısı artmaya başladı. Antalya Hava Limanı Dış Hatlar Terminali'nden 7-11 Nisan tarihleri arasında 79 bin 223 turist giriş yaptı. 1-11 Nisan tarihleri arasında ise 142 bin 373 turist geldi.



13.04.2006
Kenan Baş - Ali Rıza Karasu
Antalya - İzmir

12 Nisan 2006

 
Piyasaların önündeki 7 önemli risk


Dışarıda izlenecek global likidite ve petrol fiyatları, içeride ise enflasyon, cari açık, dış ticaret açığı ve işsizlik rakamları ekonominin önündeki riskler olarak görülüyor. Erken seçim atmosferi de, bu riskin unsurlarını derinleştirecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Merkez Bankası'na atamanın 14 Mart'tan bu yana yapılamaması dışarıda Türkiye'nin kredibilitesine ilişkin soru işaretlerini artırıyor. IMF heyetinin geliş tarihinin en erken 22-23 Nisan tarihlerinde Washington'da yapılacak IMF-Dünya Bankası bahar toplantılarının sonrasına kalması da gözden geçirme sonrasında gelecek yaklaşık 1 milyar doları geciktiriyor.

Piyasaların önündeki 7 önemli risk

1 - Gelişen piyasalar lehine olan global likidite hareketi etkisini azaltıyor. Bunun Türkiye'yi de etkilemesi bekleniyor.

2 - Petroldeki belirsizlik faturayı kabartıyor.

3- Yıl sonunda 30 milyar doları bulması beklenen cari açık ekonomide kırılganlık yaratıyor.

4 - Merkez Bankası'nın eli enflasyonda güç kaybediyor.

5 - İşsizlikteki artış sürüyor.

6- Merkez Bankası ve BDDK'da yaşanan atama süreci piyasalarda tedirginlik oluşturdu.

7 IMF sosyal güvenlik reformlarını bekliyor



Kaynak:
www.imedya.com.

12 Nisan 2006 Çarşamba

10 Nisan 2006

 
Denizde Servet Var!

Kültür ve Turizm Bakanlığı, yeni bir tanıtım kampanyasına hazırlanıyor. Afişler şimdiden hazırlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, ''Deniz Suyunda Servet Var'' başlığıyla, deniz suyunun son yıllarda sağlık ve güzellik amaçlı kullanımını vurgulayan afişler bastırarak turizmcileri bu alanda yatırıma çağırdı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan edindiği bilgiye göre, bastırılan afiş ve broşürlerde, sağlığın en büyük servet olduğu vurgulanarak, ''Talassoterapi Deniz Suyunu Sağlığa Dönüştürür'' sloganına yer verildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, Talassoterapi'nin, çağdaş sağlık turizmi ve bunun yerel bağlantısı olan deniz ve yan unsurlarının tedavi amacı ile kullanımını içeren bir tıbbi ekoloji uygulaması olduğunu belirterek, Türk turizminin gelişmesi ve çeşitlenmesinde önemli katkısı olacağını bildirdiler.

Yetkililer, bastırılıp dağıtılan afiş ve broşürlerin, talassoterapi alanında, ilgili kişi ve kuruluşlara yol gösterici olmak, bu alanın daha bilinçli ve verimli değerlendirilebilmesi için gerekli bilgi birikimi ve akışını sağlamak üzere hazırlandığını kaydettiler.

Turizminin değerlendirilmesi gereken bir potansiyelinin de sağlık turizmi olduğunu ifade eden yetkililer, şunları söyledi: ''Talassoterapi, yaz ayları ile sınırlı kalan Türk turizmini tüm yıla yayma çabalarında önemli bir olanak. Sağlık turizmi, günümüzde klasik kaplıca turizminin boyutları dışına çıkıyor, bu yöntemle, bir yandan geleneksel tedavi olanaklarından yararlanılırken, diğer yandan bu tedavi yöntemlerinin çeşitliliğini artırmaya yönelik olarak tıbbın olanakları devreye sokuluyor. Amacımız, rehabilitasyon gereksinimi olanlar ile üçüncü yaş grubuna, olumlu çevre ve ılıman iklim koşullarında, sağlığı koruma ve rehabilitasyon programları hazırlamak ve böylece yeni bir turizm olanağı yaratmaktır.''

Talassoterapinin, deniz ve yan unsurlarından tedavi ve dinlenme amacı ile yararlanmayı içerdiğini kaydeden yetkililer, deniz suyu terapisinin sıcak ve soğuk deniz suyu banyoları, deniz suyu inhalasyonları, kum ve güneş banyoları ile bir tür kaplıca uygulaması olduğunu anlattılar.

DENİZDEN GELEN SAĞLIK
Talassoterapi, deniz ve yan unsurlarından kaplıca benzeri uygulamalarla, sağlığı koruma (profilaksi) ve tedavi amacıyla yararlanmayı içeriyor. Yüzyılların ampirik deneyimleri ve geleneği çevresinde oluşturulan talassoterapi, günümüzde sağlık turizmi kapsamında gittikçe yaygınlaşarak uygulanıyor. Farklı ekolojik koşullar ve kültürlerde, farklı uygulama alanları ve yöntemlerine sahip olan deniz suyuyla terapi, kuzey ülkeleri ve
denizlerinde, Akdeniz kıyılarında ve Ortadoğu'da farklı amaçlara yönelik olarak ve değişik yöntemlerle uygulanıyor.

Deniz suyu, talassoterapinin en önemli unsurunu oluşturuyor. Deniz kıyısı havası da terapide önemli olumlu etkiler taşıyor. Deniz suyuyla yapılan terapi, kıyı ortamı, mikroklimatik, biyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan yararlı özelikleri olan bir ekolojik tedavi şeklini oluşturuyor. Talassoterapi kürleri, son yıllarda belli başlı oteller tarafından bir paket program dahilinde sunulurken, Türkiye bu anlamda elindeki olanaklarla önemli bir potansiyele sahip bulunuyor.


www.internethaber.com

This page is powered by Blogger. Isn't yours?